Böbrek hastalarının sayısı son dönemde hızla artıyor

bobrek-hastalarinin-sayisi-son-donemde-hizla-artiyor-10032009

Böbrek hastalarının sayısı son dönemde hızla artıyor

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, günümüzde sağlıksız yaşam alışkanlıklarının da tehlikeyi artırdığını vurguluyor. Böbrek hastalıklarına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl Mart ayının ikinci perşembe günü ‘Dünya Böbrek Günü’ olarak kutlanırken, Prof. Dr. Ülkem Çakır, bu kapsamda yaptığı açıklamada böbrekleri korumanın 10 kritik kuralını sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Dünyada her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişi kronik böbrek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Üstelik gün geçtikçe artış gösteren bu ciddi hastalık, ülkemizde de yaklaşık her 7 erişkinden birinde görülür hale geldi. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, böbrek hastalığının özellikle diyabet hastaları ve yüksek tansiyonu olanlarda çok daha hızlı geliştiğini belirtirken; günümüzde sağlıksız yaşam alışkanlıklarından az su tüketimine, aşırı kilodan sık ağrı kesici ilaç ve sigara kullanımına, kalp ve damar hastalıklarından kan yağlarında yüksekliğe dek bir çok etkenin de önemli riskler arasında yer aldığını söylüyor. Türk Nefroloji Derneği Böbrek Kayıt Sistemi’nin verilerine göre, Türkiye’de diyalize yeni başlayan hastaların yaklaşık yüzde 38’inde böbrek yetmezliğinin nedeninin diyabet hastalığı, yüzde 27’sinde ise nedenin tansiyon yüksekliği olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ülkem Çakır, “Özellikle kronik böbrek hastalığı açısından yüksek risk altındaki kişilerin yani diyabet, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalığı veya ailesinde böbrek hastalığı öyküsü bulunanlar ve yaşlıların bu tarama testlerini yılda en az bir kere olmak üzere düzenli olarak yaptırması büyük önem taşıyor” diyor.

 

Basit testlerle öğrenmek mümkün!

Kronik böbrek hastalığı için risk altında olanların, böbrek hastası olup olmadığını öğrenmek için mutlaka zaman kaybetmeden doktora başvurması gerektiğini vurgulayan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, doktorun yaptıracağı iki basit testin, böbrek hastası olup olmadığınızın büyük oranda belirlenmesini sağlayacağını söyleyerek şöyle konuştu: “Böbrekler hasarlandığı zaman idrarda protein kaçağı ortaya çıkıyor. Protein kaçağı açısından birkaç hafta arayla yapılan iki testin pozitif çıkması, kronik böbrek hastalığının bir belirtisi olabiliyor. Bu nedenle tam idrar tetkiki ve idrarda protein atılımının ölçülmesi önemli. Bir diğer test ise; serum kreatinin düzeyinin ölçülmesi ve böbrek süzme işlevini gösteren glomerüler filtrasyon hızının hesaplanması ki, düşük glomerüler filtrasyon hızı değerinin dakikada 60 ml’den düşük olması böbreklerinizin gerektiği kadar çalışmadığı anlamına geliyor.”

 

Sinsice ilerliyor!

Böbrek yetmezliği sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için korunma önlemleri son derece önem taşırken, bu nedenle farkındalık yaratmak amacıyla her yıl Mart ayının ikinci perşembe günü Dünya Böbrek Günü olarak kutlanıyor. Böbrek hastalığının erken saptandığında önlenebildiğini ya da ilerlemesinin geciktirilebildiğini belirten Prof. Dr. Ülkem Çakır, buna karşın erken tanısı konulamadığında sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresinde kendini gösterebildiğini söylüyor. Dünya Böbrek Günü’nün bu yılki teması “Her Yerde Herkes İçin Böbrek Sağlığı - Önlemden Tespite Kadar Herkes İçin Tedaviye Eşit Erişim Fırsatı” olarak belirlenirken, Prof. Dr. Ülkem Çakır “Böbrek yetmezliği önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yüksek sakatlık ve ölüm oranları ve kötü yaşam kalitesi ile hasta sağlığını, uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile sağlık bütçesini ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Bu nedenle; sosyal ve ekonomik yükü her geçen gün artan kronik böbrek hastalığının kontrolünü sağlamak için, toplumda yaşam biçimi değişikliklerine yol açacak ve böbrek hastalığının önlenmesi ve tedavisine dayalı hastalık yönetimi modelinin bir an önce hayata geçirilmesi gereklidir” diyor.


Hibya Haber Ajansı